ufak


İlgili Kelimeler:

ufak çapta, ufak para, ufak tefek, ufak ufak, ufaktan ufağa, ufaktan ufaktan, ekmek ufağı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boyutları normalden küçük

Örnek:

1. Ufak ev.

1. Ufak ev.

2. Yaşça daha küçük olan

Örnek:

1. Bir sabah ufak, sarışın, ela gözlü bir kız karşıma geldi.

1. Bir sabah ufak, sarışın, ela gözlü bir kız karşıma geldi.

3. Makam, derece bakımından geri olan

Örnek:

1. Ufak bir memuriyet de olsa olurdu.

1. Ufak bir memuriyet de olsa olurdu.

4. Kısa bir süre

Örnek:

1. Ufak bir istirahatten sonra oyuncular birinci muvaffakiyetin tesiri ile ikinci bir raksa başladılar.

1. Ufak bir istirahatten sonra oyuncular birinci muvaffakiyetin tesiri ile ikinci bir raksa başladılar.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Önemsiz, çok az

Örnek:

1. Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı.

1. Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı.