ucuz halkçılık, bedavadan ucuz, sudan ucuz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı
1. Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik.
1. Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Az emekle elde edilen
1. Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk.
1. Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bayağı
1. Bu gerçeği dile getirenleri felaket habercisi diye nitelemek ancak ve sadece ucuz politikacı ağzına yakışır.
1. Bu gerçeği dile getirenleri felaket habercisi diye nitelemek ancak ve sadece ucuz politikacı ağzına yakışır.