kültür uçurumu
1. isim , isim , isim , isim , Deniz, göl, ırmak vb. su kıyılarında veya karada dik yer, yar
1. Bütün eşyamızın paldır küldür uçurumlardan yuvarlandığını gayet iyi hatırlarım.
1. Bütün eşyamızın paldır küldür uçurumlardan yuvarlandığını gayet iyi hatırlarım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Felaketli sonuç
1. Bir gün bencileyin bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız.
1. Bir gün bencileyin bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyük fark, ayrılık
1. Karargâhla siper arasındaki derin uçurumu bu kadar yakından sezmemiştim.
1. Karargâhla siper arasındaki derin uçurumu bu kadar yakından sezmemiştim.