türemek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak

Örnek:

1. Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış.

1. Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış.

2. Parçalanıp çoğalmak, üremek

3. Çoğalmak

Örnek:

1. Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu.

1. Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu.

4. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kökten çıkmak