göktırmalayan, gök tırmalayıcı
1. -i , -i , -i , -i , Tırnaklarıyla çizmek veya hırpalamak, tırnaklamak, tırmıklamak, cırmalamak
1. Böyle çöktüğüm yerde tahtaları tırmalayarak ne kadar ağladım.
1. Böyle çöktüğüm yerde tahtaları tırmalayarak ne kadar ağladım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Rahatsız etmek