tıka basa
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , İterek, zorla, aceleyle sokmak
1. Her birinin ağzına avucundaki et parçasını tıktı.
1. Her birinin ağzına avucundaki et parçasını tıktı.
2. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Sokmak
1. Hesap kitap, müfettiş derken Aslan'ı kafese tıkmışlar.
1. Hesap kitap, müfettiş derken Aslan'ı kafese tıkmışlar.