tesadüf eseri
1. isim , isim , isim , isim , Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi
1. Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse!
1. Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse!
2. Rastlantı, rast geliş
1. Bilmeden acı bir tesadüfün eliyle Hakan'a giden bir armağana taarruz etmiş ve büyük bir günah işlemişti.
1. Bilmeden acı bir tesadüfün eliyle Hakan'a giden bir armağana taarruz etmiş ve büyük bir günah işlemişti.
Lisan : Arapça teṣāduf
Telaffuz : tesa:düf