1. -i , -i , -i , -i , Temiz duruma getirmek, arıtmak, paklamak
1. Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler.
1. Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bitirmek, tüketmek
1. Bir aylık iş vardı, bir haftada temizledim. Bir tepsi böreği temizledi.
1. Bir aylık iş vardı, bir haftada temizledim. Bir tepsi böreği temizledi.
4. argo , argo , argo , argo , Öldürmek, yok etmek
1. İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti.
1. İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti.
5. argo , argo , argo , argo , Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak
6. tıp , tıp , tıp , tıp , Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek