telaşsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Telaş etmeyen, telaş göstermeyen, soğukkanlı

Örnek:

1. Sonra telaşsız, emin adımlarla sinemaya doğru yürüdü.

1. Sonra telaşsız, emin adımlarla sinemaya doğru yürüdü.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Soğukkanlılıkla, şaşırmadan

Örnek:

1. Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi.

1. Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi.