1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Tatma işini yaptırmak, tadına baktırmak
1. Ben sana mutlaka aşımdan tattıracağım.
1. Ben sana mutlaka aşımdan tattıracağım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Duyurmak, hissettirmek
1. Bunların, o insanların hayatında tuttuğu yeri ve onlara kaç zevki birden nasıl tattırdığını anlatır.
1. Bunların, o insanların hayatında tuttuğu yeri ve onlara kaç zevki birden nasıl tattırdığını anlatır.