1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok uygun, tıpatıp
1. Aynaya baktığı zaman bu gece için tastamam bir kıyafet giydiğinden emindi.
1. Aynaya baktığı zaman bu gece için tastamam bir kıyafet giydiğinden emindi.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bütünüyle, tamamıyla
1. Müdür, emrinin tastamam uygulandığını duyarak memnun oldu.
1. Müdür, emrinin tastamam uygulandığını duyarak memnun oldu.
Telaffuz : ta'stamam