1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
1. Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı.
1. Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı.
2. Daha önceden bilinen, görülen, aşina
1. Küçük kız, bir tanıdık edasıyla konuşan bu esrarlı adamı yadırgamadı.
1. Küçük kız, bir tanıdık edasıyla konuşan bu esrarlı adamı yadırgamadı.