1. isim , isim , isim , isim , Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, berkitme, pekiştirme
1. Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım.
1. Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım.
2. Yardımcı kuvvet, destek
1. Düşmanı takviye gelinceye kadar oyalamak zorundaydılar.
1. Düşmanı takviye gelinceye kadar oyalamak zorundaydılar.
Lisan : Arapça taḳviye