takip


İlgili Kelimeler:

yakın takip

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme

Örnek:

1. Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum.

1. Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum.

2. Ardınca gitme veya gelme

Örnek:

1. Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı.

1. Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı.

3. Kovuşturma

Örnek:

1. Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur.

1. Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İzinden gitme, uyma, izleme

Örnek:

1. Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır.

1. Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır.

5. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Geri çekilmekte olan düşmanı yok etmek için yapılan hareket


Lisan : Arapça taʿḳīb

Telaffuz : ta:kip