sürüklenmek

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sürükleme işi yapılmak veya sürükleme işine konu olmak

Örnek:

1. Gönlümü dondurdu kimsesizliğim / Yetişir bu yalnız sürüklendiğim

1. Gönlümü dondurdu kimsesizliğim / Yetişir bu yalnız sürüklendiğim

2. Kendi kendini sürüklemek

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir iş, sonuçlanıncaya kadar boş yere gecikmelere uğramak

Örnek:

1. Bu dava iki yıl sürüklendi.

1. Bu dava iki yıl sürüklendi.

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tekne, akıntı ve rüzgârın etkisiyle gelişigüzel hareket etmek, ilerlemek veya yol almak