sürü sepet, sürü sürü, bir sürü
1. isim , isim , isim , isim , Evcil hayvanlar topluluğu
1. Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu.
1. Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu.
2. Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
1. Sözlerim acı diye kızım gücenme bana / Bak cılız sürüsünü dolaştıran çobana
1. Sözlerim acı diye kızım gücenme bana / Bak cılız sürüsünü dolaştıran çobana
3. Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yönlendirilebilen insan topluluğu
1. Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler.
1. Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler.