1. isim , isim , isim , isim , Sundurmak işi
2. Yağmurdan, güneşten korunmak için yapılan ve arkası bir duvara verilen çatı
1. Odalarımıza gitmek üzere sundurmadan sofaya geçmeye hazırlandığımız sırada bir haberle karşılaştık.
1. Odalarımıza gitmek üzere sundurmadan sofaya geçmeye hazırlandığımız sırada bir haberle karşılaştık.
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Üstü kapalı balkon, evlerin önündeki taşlık
1. Hanın sundurmasına çıktığım zaman yemiş dolu tabaklar dizilmiş masa hazırdı.
1. Hanın sundurmasına çıktığım zaman yemiş dolu tabaklar dizilmiş masa hazırdı.