1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sulama işi yapılmak
1. Sulandıkça canlanan bir nergise gösterilebilecek özenle yaralarını sardı onun.
1. Sulandıkça canlanan bir nergise gösterilebilecek özenle yaralarını sardı onun.
2. Sulu duruma gelmek
1. Geceye doğru kar sulanıyor ve gevşiyor.
1. Geceye doğru kar sulanıyor ve gevşiyor.
3. Suyu çoğalıp yoğunluğu azalma
1. Kanı sulandı.
1. Kanı sulandı.
4. Göz yaşarmak
1. Otomobilde bir şey kaçtığı için durmadan gözü sulanıp akıyor.
1. Otomobilde bir şey kaçtığı için durmadan gözü sulanıp akıyor.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ciddiyetini, ağırlığını kaybetmek
6. -e , -e , argo , argo , -e , -e , argo , argo , İmrendiğini açığa vurmak
1. Bizim çiçeklere sulandı.
1. Bizim çiçeklere sulandı.
7. -e , -e , argo , argo , -e , -e , argo , argo , Birine karşı duyulan cinsel isteği kendisine sezdirmek, yeşillenmek