son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
1. Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu.
1. Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu.
2. En arkada bulunan
1. Son vagon.
1. Son vagon.
3. Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
1. Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm.
1. Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm.
4. isim , isim , isim , isim , Uç, sınır
5. Olanca
1. Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı.
1. Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı.
6. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet
1. Kışın sonu. Bu yolun sonu.
1. Kışın sonu. Bu yolun sonu.
7. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ölüm
8. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Döl eşi