sokuşturmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Dar bir yere zorla veya iterek sokmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Belli etmeden kötü bir malı vermek

Örnek:

1. Manav çürük elmaları sokuşturup çocuğa verdi.

1. Manav çürük elmaları sokuşturup çocuğa verdi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir sözü kırıcı olmak amacıyla tekrar tekrar söylemek

Örnek:

1. İkide birde başlarında Selman gibi adamlar olduğunu sokuşturuyordu.

1. İkide birde başlarında Selman gibi adamlar olduğunu sokuşturuyordu.