soğuk


İlgili Kelimeler:

soğuk algınlığı, soğuk bez, soğuk büfe, soğuk dalgası, soğuk damga, soğuk harp, soğuk hava deposu, soğuk ısırması, soğukkanlı, soğuk nevale, soğuk renkler, soğuk savaş, soğuk şaka, kuru soğuk, kocakarı soğuğu, öküz soğuğu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Isısı düşük olan, sıcak karşıtı

Örnek:

1. Bu el soğuktu ve titriyordu.

1. Bu el soğuktu ve titriyordu.

2. Üşütecek derecede ısısı olan

Örnek:

1. Güneşli, soğuk bir gündü.

1. Güneşli, soğuk bir gündü.

3. isim , isim , isim , isim , Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu

Örnek:

1. Apışlarının arasına bir sac mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu.

1. Apışlarının arasına bir sac mangal alarak yakıcı soğuktan korunmaya çalışıyordu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz

Örnek:

1. Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar.

1. Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sevimsiz veya yersiz, antipatik

Örnek:

1. Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu.

1. Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Cinsel istek duymayan

Örnek:

1. Soğuk bir kadın.

1. Soğuk bir kadın.

7. zarf , zarf , zarf , zarf , İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek