sıvamak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıva ile kaplamak, sıva vurmak

Örnek:

1. Kırlangıç yapar yuvayı / Çamur sıvayı sıvayı

1. Kırlangıç yapar yuvayı / Çamur sıvayı sıvayı

2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Harcı bir yere vurmak

Örnek:

1. Çimentoyu duvara sıvamak.

1. Çimentoyu duvara sıvamak.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bulaştırmak

Örnek:

1. Yüzünün bütün derisini kulaklarının arkasına kadar bir krem tabakasıyla sıvadı.

1. Yüzünün bütün derisini kulaklarının arkasına kadar bir krem tabakasıyla sıvadı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Okşamak, sıvazlamak

Örnek:

1. Zehra Hanım Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi. Arkasını sıvardı, teselli verdi.

1. Zehra Hanım Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi. Arkasını sıvardı, teselli verdi.

5. argo , argo , argo , argo , Küfretmek