1. -i , -i , -i , -i , Sırtına alıp yüklenmek
1. Balığı sırtlayınca soluğu ninesinin kulübesinde aldı.
1. Balığı sırtlayınca soluğu ninesinin kulübesinde aldı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak
1. Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak.
1. Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak.