sinmek

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak

2. Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek

Örnek:

1. Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu.

1. Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu.

3. -e , -e , -e , -e , Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek

4. Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek

Örnek:

1. Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak.

1. Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak.