1. hareketlerini sınırlamak veya önlemler almak
1. Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu?
1. Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu?
2. disiplin altına almak
1. Başkan son zamanlarda işleri sıkıya aldı.
1. Başkan son zamanlarda işleri sıkıya aldı.