1. -e , -e , -e , -e , Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek
1. Bir tavla zarı kadar küçücük eve / Bir kadın iki çocuk nasıl sığar?
1. Bir tavla zarı kadar küçücük eve / Bir kadın iki çocuk nasıl sığar?
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uygun olmak
1. Bu davranışın ne akla ne mantığa ne de insanlığa sığar!
1. Bu davranışın ne akla ne mantığa ne de insanlığa sığar!
2. Kin başka, aşk başkadır, kızım! Muhabbete cinayet sığmaz.
2. Kin başka, aşk başkadır, kızım! Muhabbete cinayet sığmaz.