seyredilmek, seyretmek, seyreylemek, seyrüsefer, kıyı seyri, sahil seyri
1. isim , isim , isim , isim , Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
1. Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar.
1. Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar.
2. Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
4. Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
5. Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
1. Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu.
1. Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu.
6. Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
1. Bundan âlâ seyri nerede bulacak garipler?
1. Bundan âlâ seyri nerede bulacak garipler?
Lisan : Arapça seyr