şıpsevdi, silisseven
1. -i , -i , -i , -i , Sevgi ve bağlılık duymak
1. Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı.
1. Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı.
2. Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek
1. Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir
1. Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir
3. Çok hoşlanmak
1. Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi.
1. Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi.
4. Okşamak
5. Yerini, şartlarını uygun bulmak
1. Bu ağaç nemli ortamı sever.
1. Bu ağaç nemli ortamı sever.