sere serpe
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kurutmak için asmak
1. Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.
1. Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.
2. Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
1. Çeyiz sermek.
1. Çeyiz sermek.
3. Düz bir yere yaymak
1. Üzüm sermek. Bulgur sermek.
1. Üzüm sermek. Bulgur sermek.
4. Açarak yaymak veya döşemek
1. Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi.
1. Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi.
5. Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
1. Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti.
1. Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Boşlamak, savsaklamak