1. -i , -i , -i , -i , Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak
1. Ben bu kitabı seçtim.
1. Ben bu kitabı seçtim.
2. Birine oy vererek bir göreve getirmek
1. Biz sizi başkanlığa seçtik.
1. Biz sizi başkanlığa seçtik.
3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek
1. Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu.
1. Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu.
4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek
1. Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz.
1. Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz.
5. Farklı görmek, üstün görmek
6. Tercihini bir yönde kullanmak
7. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek
1. O yemek seçer, her şeyi yemez.
1. O yemek seçer, her şeyi yemez.