saydam resim, saydam tabaka, yarı saydam
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf, transparan
1. Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti.
1. Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti.
2. isim , isim , isim , isim , Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöze konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
3. Sayısal ortamda hazırlanmış, yansıtım aygıtında kullanılmaya özgü pozitif görüntü, slayt, diyapozitif
4. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Asetat
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Açık seçik, belirgin
1. Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı.
1. Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı.