sarmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek

2. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek

Örnek:

1. Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler

1. Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler

3. Dolayında yer almak

4. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak

Örnek:

1. Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu.

1. Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu.

5. Örtmek

Örnek:

1. Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran

1. Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran

6. Kucaklamak

7. Yumak yapmak

Örnek:

1. İpliği sarmak.

1. İpliği sarmak.

8. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak

9. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek

Örnek:

1. Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım.

1. Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım.

2. Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor.

2. Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor.

10. -e , -e , -e , -e , Sarılıp tırmanmak

Örnek:

1. Asma çardağı sardı.

1. Asma çardağı sardı.

11. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak

Örnek:

1. Kitabı kâğıda sarmak.

1. Kitabı kâğıda sarmak.

12. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak

13. Saldırmak, hücum etmek

Örnek:

1. Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar.

1. Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar.

14. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek

15. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sözle saldırmak, tedirgin etmek

Örnek:

1. Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

1. Evdekilerin hepsi bana sarıyor.

16. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hoşuna gitmek, zevkini okşamak

Örnek:

1. Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu.

1. Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu.