sandalye kavgası, elektrikli sandalye, kolçaklı sandalye, tekerlekli sandalye
1. isim , isim , isim , isim , Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
1. Odalarda mobilya namına, uzun, kısa yuvarlak bir sürü masayla sandalyeden başka bir şey yok.
1. Odalarda mobilya namına, uzun, kısa yuvarlak bir sürü masayla sandalyeden başka bir şey yok.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Makam, koltuk, mevki
1. Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum.
1. Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum.
Lisan : Arapça ṣandaliyye
Telaffuz : sanda'lye