sahne dengesi, sahne sanatları, döner sahne
1. isim , isim , isim , isim , İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk
1. Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu.
1. Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu.
2. Görüntü
1. Resim bir av sahnesini canlandırıyordu.
1. Resim bir av sahnesini canlandırıyordu.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tanık olunan, gözlenen olay
1. Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm.
1. Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı
1. Politika sahnesinde adları duyulan kişiler.
1. Politika sahnesinde adları duyulan kişiler.
5. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri
1. Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu.
1. Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu.
Lisan : Arapça ṣaḥne