saat


İlgili Kelimeler:

saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

Örnek:

1. Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak.

1. Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak.

2. Vakit, zaman

Örnek:

1. Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar.

1. Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar.

3. Bir işin yapıldığı belli bir zaman

Örnek:

1. Yemek saati.

1. Yemek saati.

2. Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.

2. Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.

4. Günün hangi anı olduğunu gösteren alet

Örnek:

1. Kolundaki krome saate göz attı.

1. Kolundaki krome saate göz attı.

5. Sayaç

Örnek:

1. Elektrik saati. Su saati.

1. Elektrik saati. Su saati.


Lisan : Arapça sāʿat