ruhani

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Ruhla ilgili

Örnek:

1. Ruhani bir cazibe Turhan'ı türbeye çekti.

1. Ruhani bir cazibe Turhan'ı türbeye çekti.

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Din ve mezhep işlerini ele alan, bunlarla ilgili bulunan

Örnek:

1. Muhterem hatun patrik meclisiyle ruhani meclisin nasihatlerini dinleyerek kızını, büyük emîre zevce olarak verdi.

1. Muhterem hatun patrik meclisiyle ruhani meclisin nasihatlerini dinleyerek kızını, büyük emîre zevce olarak verdi.

3. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Dinle ilgili, dinî bir havası olan, manevi, cismani karşıtı

Örnek:

1. Bunu artık ne pahasına ödersem ödeyeyim, duymuş olduğum bu ruhani haz, bana kâfidir.

1. Bunu artık ne pahasına ödersem ödeyeyim, duymuş olduğum bu ruhani haz, bana kâfidir.


Lisan : Arapça rūḥānī

Telaffuz : ru:ha:ni: