rivayet birleşik zamanı
1. isim , isim , isim , isim , Söylenti
1. O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti.
1. O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti.
2. Bir olay, bir haber veya sözü nakletme
1. Bir rivayete göre, kaplanın dayısı olan kedinin keyiflenip miyavlaması işte bu zamandan kalmadır.
1. Bir rivayete göre, kaplanın dayısı olan kedinin keyiflenip miyavlaması işte bu zamandan kalmadır.
Lisan : Arapça rivāyet
Telaffuz : riva:yet