rehber öğretmen, adres rehberi, şehir rehberi, telefon rehberi
1. isim , isim , isim , isim , Kılavuz
1. Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı.
1. Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil
1. Ben bunları düşünürken rehberim eliyle bir büyük bina gösterdi.
1. Ben bunları düşünürken rehberim eliyle bir büyük bina gösterdi.
Lisan : Farsça rehber