1. beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek
1. Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti.
1. Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti.
2. müzik , müzik , müzik , müzik , eşlik etmek
1. Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti.
1. Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti.