rast getirmek

Anlamı:

1. rast gelmesini sağlamak

Örnek:

1. Üç kurşun attı, ikisini rast getirdi.

1. Üç kurşun attı, ikisini rast getirdi.

2. kollamak, seçmek

Örnek:

1. Neşeli bir anında rast getirip dilediğimi söyledim, hemen kabul etti.

1. Neşeli bir anında rast getirip dilediğimi söyledim, hemen kabul etti.

3. aranmakta olan bir şeyi veya kimseyi umulmadık bir yer ve zamanda bulmak

4. Tanrı, uygun getirmek, başarılı kılmak

Örnek:

1. Allah işinizi rast getirsin.

1. Allah işinizi rast getirsin.