rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat
1. isim , isim , isim , isim , İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan
1. Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki...
1. Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki...
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen
1. Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım.
1. Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aldırmaz, gamsız
1. Rahat adam.
1. Rahat adam.
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Kolay bir biçimde, kolaylıkla
1. İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız.
1. İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız.
6. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut
Lisan : Arapça rāḥat