parıldamak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Işık saçmak, parlamak

Örnek:

1. Suların kenarında Sarayburnu içli, hisli ve sırlı bir nur içinde parıldar.

1. Suların kenarında Sarayburnu içli, hisli ve sırlı bir nur içinde parıldar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gelişmek, yükselmek

Örnek:

1. İnsan, sanatında ilerledikçe parıldar.

1. İnsan, sanatında ilerledikçe parıldar.