1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak(II)
1. Mine'nin parçalanmış bedeni gözlerimin önüne geliyor.
1. Mine'nin parçalanmış bedeni gözlerimin önüne geliyor.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek
1. Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum.
1. Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işi yapabilmek için kendini sıkıntıya sokacak kadar uğraşıp didinmek