ovuşturmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi bastırarak başka bir şey üzerinden geçirmek

Örnek:

1. Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü.

1. Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü.

2. Eli birbirine sürtmek

Örnek:

1. Ahmet kahveden içeri girerken ellerini ovuşturarak söyleniyordu.

1. Ahmet kahveden içeri girerken ellerini ovuşturarak söyleniyordu.