oturmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek

Örnek:

1. Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu.

1. Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak

Örnek:

1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.

1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.

3. -i , -i , -i , -i , Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak

Örnek:

1. Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti.

1. Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti.

4. -de , -de , -de , -de , Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek

Örnek:

1. Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar.

1. Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar.

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak

Örnek:

1. Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?

1. Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?

6. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek

Örnek:

1. Temelin bu tarafı on santim oturmuş.

1. Temelin bu tarafı on santim oturmuş.

7. -le , -le , -le , -le , Biriyle beraber yaşamak

Örnek:

1. O günden beri enişte beyle oturuyorum.

1. O günden beri enişte beyle oturuyorum.

8. Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak

9. Yer almak, geçmek

Örnek:

1. Valilik makamına oturdu.

1. Valilik makamına oturdu.

10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek

Örnek:

1. Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu.

1. Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu.

11. Belli bir yörüngede dönmeye başlamak

Örnek:

1. Uydu yörüngeye oturdu.

1. Uydu yörüngeye oturdu.

12. Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak

13. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak

Örnek:

1. Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.

1. Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.