1. -e , -e , -e , -e , Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
1. Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu.
1. Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.
1. Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.
3. -i , -i , -i , -i , Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
1. Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti.
1. Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti.
4. -de , -de , -de , -de , Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
1. Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar.
1. Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar.
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak
1. Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?
1. Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?
6. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek
1. Temelin bu tarafı on santim oturmuş.
1. Temelin bu tarafı on santim oturmuş.
7. -le , -le , -le , -le , Biriyle beraber yaşamak
1. O günden beri enişte beyle oturuyorum.
1. O günden beri enişte beyle oturuyorum.
8. Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
9. Yer almak, geçmek
1. Valilik makamına oturdu.
1. Valilik makamına oturdu.
10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek
1. Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu.
1. Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu.
11. Belli bir yörüngede dönmeye başlamak
1. Uydu yörüngeye oturdu.
1. Uydu yörüngeye oturdu.
12. Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak
13. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak
1. Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.
1. Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.