örtülü omurgalılar, örtülü ödenek, başörtülü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örtüsü olan
1. Ampir koltuklu, keten masa örtülü bir lokantaydı.
1. Ampir koltuklu, keten masa örtülü bir lokantaydı.
2. Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
1. Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü.
1. Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gizli, saklı
4. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem