1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak
1. Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler.
1. Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler.
2. Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek
1. Yakın felaketi önlemek için esaslı tedbir almak güçtür.
1. Yakın felaketi önlemek için esaslı tedbir almak güçtür.