ölü


İlgili Kelimeler:

ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı

2. isim , isim , isim , isim , Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa

Örnek:

1. Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler.

1. Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler.

3. isim , isim , isim , isim , Hayvan leşi

Örnek:

1. Tavuk ölüsü.

1. Tavuk ölüsü.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gücü az, zayıf

Örnek:

1. Ölü kandil.

1. Ölü kandil.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok durgun, hareketsiz

Örnek:

1. Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar.

1. Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan

Örnek:

1. Ölü bir konuşması var.

1. Ölü bir konuşması var.