öğrenmek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bilgi edinmek

Örnek:

1. Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım.

1. Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım.

2. Bellemek

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Beceri kazanmak

Örnek:

1. Her şeye dikkatli baktığı için öğrenmişti.

1. Her şeye dikkatli baktığı için öğrenmişti.

4. Haber almak

Örnek:

1. Az bir sürede bütün köy bu kurşunları sıkanın Hasan olduğunu öğrendi.

1. Az bir sürede bütün köy bu kurşunları sıkanın Hasan olduğunu öğrendi.