ödev bilimi, performans ödevi
1. isim , isim , isim , isim , Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
1. Şimdiye kadar ihmal ettiğim için kendimi suçlu saydığım bir ödevi yerine getirdim.
1. Şimdiye kadar ihmal ettiğim için kendimi suçlu saydığım bir ödevi yerine getirdim.
2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma
1. Öğretmenleri ödev vermiş, ders çalışıyorlar.
1. Öğretmenleri ödev vermiş, ders çalışıyorlar.